İçerik
Avustralya'ya özgü büyük bir kesimi olan kanguru, güçlü, sınırlayıcı arka bacakları, annenin gençliğini taşıdığı kese, dik duruşu ve büyüklüğü ile insanları büyülüyor. Daha az bilinen, ancak eşit derecede beklenmedik olan, çoğunlukla ot ve çok az su olan otçul diyetine benzersiz bir şekilde adapte edilmiş olan kanguru sindirim sistemidir.
Diş
Kanguru dişleri çok fazla aşınma ve yıpranmaya dayanır. Ön kesiciler çim keser ve arka azı dişleri taşlar. Bir boşluk, dişleri molarlardan ayırır ve kanguru dilinin yiyecekleri manipüle etmesine izin verir. Kanguru olgunlaştıkça, ön azı dişleri aşınır ve özel bir bisiklet için değilse etkisiz kalır. En arka azı dişleri diş etleri boyunca filizlenir, diğer diş dişlerini ileri iter ve öndeki aşınmış diş dişlerini düşmeye zorlar. Bu şekilde, kanguru her zaman önünde keskin dişlere sahiptir.
İki mide odası
İnekler gibi, kanguruların her birinin iki mide haznesi vardır: sakkiform ve tübiform. Çuval benzeri ön bölme, kanguru sindirimi için gerekli olan fermantasyon işlemine başlayan çok sayıda bakteri, mantar ve protozoa içerir. Fermantasyon başlayana kadar yiyecekler midenin bu bölümünde uzun süre kalabilir. Bir ineğin çiğneme cuduna çok benzeyen kanguru, sindirilmemiş yiyecek parçalarını tükürerek çiğnenip tekrar yutulabilir. Gıda fermantasyonu olarak, asit ve enzimlerin sindirimi tamamladığı kanguru ikinci mide odasına geçer.
Su koruma
Sık sık kuru büyüler için uygun olan kanguru haftalarca, hatta aylarca içme suyu içmeden gidebilir. Yediği yiyeceklerden yeterli miktarda nem alır. Gerçekte, yavaş sindirim sistemi, hayvan atığı elden çıkarmadan önce, yiyecekten alabileceği her türlü nemi boşaltması nedeniyle suyun korunmasına yardımcı olur. Kanguru ayrıca suyu korur ve günün sıcağında dinlenerek ve özellikle soğuk gecelerde ve gecelerde yiyecek arayışı içinde ortaya çıkarak serin kalır.
Yassılaşma Yok
İneklere benzer bir diyet tüketse ve iki mide haznesi ve cud çiğneme gibi sindirim benzerliklerini paylaşmasına rağmen, kanguru, sindirim sırasında neredeyse hiç metan üretmemesi nedeniyle ineklerden farklıdır. Kanguru maması midesinde fermente olduğunda, hidrojen yan ürün olarak üretilir. Bakteriler bu hidrojeni metan içine değil, kanguruların daha sonra enerji olarak kullandıkları asetat haline getirir.Bilim adamları, ozon tabakasına zarar veren bir sera gazı olan metan emisyonlarını azaltmak için bu bakterileri inek sindirim sistemlerine sokmayı düşünmüşlerdir.