Hayatı, bir canlı varlığının varlığı olarak ve doğanın belirli yasalarına uyan tüm canlıların bir arada varlığı olarak anlamak mümkündür. Tüm canlıların nasıl farklı olabileceğini ve eşzamanlı olarak ortak bir konuya sahip olduklarını anlamak zor. Tarih bize bu fenomeni açıklamanın bir yolunun güzel bir örneğini sunar: Saint Patrick'in nasıl shamrock'u bir sembol olarak kullanarak Tanrıların birliğini ve üçlüsünü açıkladığını. Yaşamın birliğini ve çeşitliliğini açıklarken kullanılabilecek mükemmel bir sembol bir gökkuşağıdır - bir gökkuşağının her rengi ayrı olarak bulunabilir, ancak renk tayfında tüm renkler özel bir düzende düzenlenir ve bir birlik yaratır.
İzleyicilerinize atomların, kimyasal ve biyokimyasal seviyedeki moleküllerin ve biyolojik seviyedeki hücrelerin tüm canlıların temel unsurları olduğunu açıklayın. Tüm Evrenin, atomlar gibi bölünmemiş küçük birimlerden oluştuğu fikri, Antik Çağ düşünürleri arasında yaygındı. Ancak filozofların temel unsurdaki bakış açıları farklıydı. Mesela Heraclitus, Evreni yaratan ana unsurun ateş olduğunu düşünürken, Anaximander bunun apeiron olduğunu düşünüyordu. Titus Lucretius Carus, evrenin temel öğelerini kapsamlı bir şekilde tartıştığı “Şeylerin Doğası Üzerine” adlı bir tez yazdı.
Tüm canlıların sistem olduğunu vurgulayın. Bu, yaşam birliğinin temel prensibidir. Bir sistem, parçalarının toplamına eşit olmayan bir birliğe sahiptir. Bir sistemin veya bütünlüğün değerini açıklamak için kullanılabilecek çarpıcı bir örnek, "Tipitaka" dan gelen ünlü Hintli "Theri Subha Gatha" dır. Hikâyede, genç bir haydut güzel bir doğru kadına aşık olmuş ve güzel gözlerinin onu delirttiğini söyleyerek onu baştan çıkarmaya çalışıyor. Bir parçanın gerçek değeri olmadığını göstererek, gözünü kopardı. Tüm biyolojik organizmalar sistemler gibi çalışır. Sistemdeki bazı öğeler önemlidir, bazıları değerlidir, ancak hiçbiri sistemin dışında işlev görmez.
Yaşamdaki çeşitliliğin, farklı biyolojik organizmaların evrimleştiği ve var olduğu farklı koşullarda kökleri olduğunu vurgulayın. Ayrılmış ikizlerin görünümü, bu argümanı destekleyen bir referans olabilir. Kökenlerine ve doğalarına göre çok yakın ve benzer insanlar, ayrılırlarsa farklı kişilere büyürler. Ayrıca, çoklu biyolojik türlerin embriyoları çok benzerdir, ancak yetişkin organizmaları farklıdır, çünkü yaşadıkları çeşitli ortamlar onları değiştirir. Bu nedenle, çeşitli dış koşullar yaşamın çeşitliliğini belirler. Charles Darwin bu ifadeyi bütün bilimsel kariyeri boyunca savundu. “Beagle'ın Yolculuğu” nda yaşamın evrimi ve çeşitlilik üzerine en eski taslağını ve “Türlerin Kökeni” bölümünde sunduğu teorisinin tam versiyonunu verdi.