İçerik
Kristal katı maddeler kafes ekranındaki atomları veya molekülleri içerir. Ağ katı olarak da bilinen kovalent kristaller ve moleküler kristaller iki tür kristal katıyı temsil eder. Her katı farklı özellikler gösterir ancak yapılarında sadece bir fark vardır. Bu fark, kristal katıların farklı özelliklerini açıklar.
Kovalent Bağlanma
Kovalent kristaller kovalent bağ gösterir; kafes üzerindeki her bir atomun diğer bütün atomlara kovalent olarak bağlanması prensibi. Kovalent bağ, atomların birbirlerine karşı güçlü bir çekiciliğe sahip olduğu ve bu çekim tarafından yerinde tutulduğu anlamına gelir. Ağ katıları, atomların her bir atomun diğer dört atoma bağlı olduğu bir ağ oluşturduğu anlamına gelir. Gerçekleşen bu bağlanma, birbirine sıkıca sarılmış büyük bir molekül oluşturur. Bu özellik kovalent kristalleri tanımlar ve yapısal olarak moleküler kristallerden farklı kılar.
Moleküler Bağlanma
Moleküler kristaller, her kafes sahasındaki kristalin türüne bağlı olarak atomları veya molekülleri içerir. Kovalent bağları yoktur; Çekim atomlar veya moleküller arasında zayıf. Kovalent kristallerde olduğu gibi kimyasal bağ yoktur; Atomlar veya moleküller arasındaki elektrostatik kuvvetler moleküler kristali bir arada tutarlar. Bu fark, moleküler kristallerin gevşek bir şekilde bir arada tutulmasına ve kolayca ayrılmasına neden olur.
Örnekler
Kovalent kristallerin örnekleri arasında elmaslar, kuvars ve silisyum karbür bulunur. Bu kovalent kristallerin tümü, sıkıca paketlenmiş ve ayrılması zor olan atomları içerir. Yapıları, kolayca ayrılabilen su ve karbondioksit gibi moleküler kristallerdeki atomlardan büyük ölçüde farklılık gösterir.
Erime noktası
Kovalent kristaller ve moleküler kristaller arasındaki yapıdaki farklılıklar, her bir kristal tipinin erime noktalarının farklı olmasına neden olur. Kovalent kristaller yüksek erime noktalarına sahipken moleküler kristaller düşük erime noktalarına sahiptir.